Otelimizde alacağımız sabah kahvaltımızın ardından özel aracımızla Asya’nın en büyük deltası Mekong Deltası'na açılan bir kapı olan My Tho'ya hareket ediyoruz. Bu inanılmaz derecede verimli delta, Tibet - Çin'den Laos, Tayland, Myanmar, Kamboçya ve sonunda Vietnam'a doğru kıvrılan güçlü Mekong Nehri tarafından oluşmuş. My Tho'ya vardığımızda, Mekong Deltası’nı keşfetmek için özel bir tekneye biniyoruz. Kırmızı su yüzeyinden, yüzen balık çiftliklerine ve yemyeşil adalara kadar muhteşem manzaralar eşliğinde Mekong Nehri’nde yol alacağız. Bir adaya demir atıp köy yollarında yürüyüşe çıkacağız. Balık havuzları, meyve bahçeleri ve pirinç tarlaları ile çevrilidirler. Yol boyunca bazı yerel evleri ziyaret ediyor, mevsim meyvelerinin tadına bakıyor, bir köylü topluluğu tarafından icra edilen geleneksel müzikleri dinliyor ve ballı çay içiyoruz. Bu kanalları keşfetmek için geleneksel Vietnam kayığı olan “sapman”a atladığımızda kendimizi heyecan verici deneyimin içinde bulacağız. Motorlu teknemize geri dönüp Ben Tre'ye doğru hareket ediyoruz. Bu hindistan cevizi krallığı, bisiklet sürmekten at arabasına kadar çeşitli aktiviteler sunuyor. Burada yerel halkın geleneksel yaşam tarzlarını, kültürünü ve tarihini keşfedeceğiz. Gezimizi tamamlayıp kutsal tapınaklar ve gizemli dar sokaklarla dolu Çin Mahallesi’nde mola vererek Ho Chi Minh'e geri dönüyoruz. Yerel bir lokantada akşam yemeğimizi alıp konaklama için otelimize geri döneceğiz.

Otelimizde alacağımız sabah kahvaltımızın ardından Bugün, günümüzü Ho Chi Minh şehrinin bazı önemli yerlerini görerek geçireceğiz. Notre Dame Katedrali ve Eski Sai Gon Postanesi'ni görmeden önce Nguyen Hue Caddesi'ne hızlı bir ziyaret yapıyoruz. Ho Chi Minh Merkezi'ndeki en çarpıcı kolonyal yerlerden bazılarını geziyorlar. Savaş Kalıntıları Sergisi'ne giderken Bağımsızlık Sarayı'nın yanından geçiyor ve bu tarihi alanın dışarıdan bir görüntüsünü yakalıyoruz. Bu ev, ünlü Vietnam-Amerikan Savaşı'nı ve Fransız sömürgecilerinin dahil olduğu ilk Çinhindi Savaşı'nı yansıtan çok sayıda görüntü ve gerçek nesne içeriyor. Buradan ayrıldıktan sonra, bağımsızlıkları için uzun mücadeleleri sırasında Vietnamlı savaşçılar tarafından inşa edilen ve inanılmaz bir yeraltı ağı olan Cu Chi Tünelleri’ni keşfedeceğiz. 200 km'yi aşan bu geniş tüneller, özel olarak yaşam alanları, depolama tesisleri, silah fabrikaları, hastaneler, konaklama ve komuta merkezlerini içeriyordu. Burada ayrıca Viet Cong'un gerilla taktikleri hakkında biraz daha bilgi edineceğiz. Cu Chi'den ayrıldıktan sonra Ho Chi Minh Şehrine geri dönüp yerel bir lokantada öğle yemeğimiz aldıktan sonra Da Nang'a uçacağız. Varışta yerel rehberimiz tarafından karşılanıp Hoi An’a hareket edeceğiz. Hoi An’a varışımızın ardından yerel bir lokantada akşam yemeğimizi alıp konaklama için otelimize yerleşeceğiz.

Otelimizde alacağımız sabah kahvaltımızın ardından Japon mirasının, Vietnam tüp evlerinin, süslü tapınakların ve Çin dükkan evlerinin hala ayakta olduğu Hoi An Antik Kentini keşfetmek için bir sabah yürüyüş turunun tadını çıkaracağız. İkonik Japon Köprüsü'ne doğru birçok dükkan evinin bulunduğu dar yürüyüş sokaklarını takip edeceğiz. Eski uygarlığın birçok kalıntısını ve bu liman kentinin kökenlerini sergileyen, güzel bir şekilde restore edilmiş ahşap bir ev olan Ticaret Seramikleri Müzesi'ne gezeceğiz. Bu müzeden çıktıktan sonra, Japon ve Çin mimari unsurlarının karışımına sahip bir mücevher olan, iki yüzyıl önce Vietnamlı bir aile tarafından inşa edilmiş ve yedi kuşak boyunca sevgiyle korunan Phung Hung Evi'ne doğru gidiyoruz. Ardından Chua Ong Pagodası ve Phuc Kien Meclis Salonunu ziyaret ediyoruz. Bu renkli bina, Hoi An'daki beş tanınmış salondan biridir. Yerel bir lokantada öğle yemeğimizi yedikten sonra Eskiden Ecole Francaise d'Extreme Orient (Uzak Doğu Fransız Okulu) olan ünlü Cham Müzesi'ni ziyaret edeceğiz. Bu güzel konak, Vietnam ulusunun güneye yürüyüşünden önce orta kıyı kıyılarında bulunan, mağlup edilmiş Champa Krallığı'ndan birçok zarif kireçtaşı oymaları içeriyor. Kuzey ve güney Vietnam arasında zorlu Hai Van Geçidi'ne tırmanmadan önce kıyı şeridini kucaklayarak Hue'ya doğru yola çıktığımızda geçidin tepesindeki panoramik manzara, zikzak yollar, turkuaz deniz ve yemyeşil ormanın arkasındaki dolambaçlı demiryolu karışımı hepimizi büyüleyecek. Hue’ye varışımızın ardından yerel bir lokantada akşam yemeğimizi alıp konaklama için otelimize yerleşeceğiz. 

Otelimizde alacağımız sabah kahvaltımızın ardından Hue Şehri’ni keşfetmeye başlıyoruz. Gezimize günümüze İmparatorluk Şehri ve Mor Yasak Şehir'i içeren devasa Hue Kalesi ile başlıyoruz. Kale ziyaretini hareketli Dong Ba Pazarı'na doğru bir yürüyüş takip ediyor. Bu nehir kıyısındaki ticaret merkezi, yerel hazinelerle dolu ve aynı zamanda birçok yeme-içme mekanına da sahip. Yerel bir lokantada öğle yemeği ardından İmparator Minh Mang'ın mozolesine doğru yol alıyoruz. Vietnam ve Avrupa unsurlarının bir sentezi olan Khai Dinh Mozolesi'ne inişli çıkışlı tepelerden geçiyoruz. Burada en dikkat çekici yer, bronz heykellerin ve Kral stellerinin bulunduğu Thien Dinh Sarayı'dır. Parfüm Nehri boyunca Thien Mu Pagoda'ya giden geleneksel bir tekneye biniyoruz. Bu ikonik dini yapı, güzel bir efsaneye ve Hue'nun sembolü olarak kabul edilen manastır binalarına ve sekizgen kuleye uzanan seçkin bir mimariye sahiptir. Bu akşam Hue'den ayrılıp Hanoi'ye uçuyoruz. Hanoi’ye varışımızın ardından yerel bir lokantada akşam yemeğimizi alıp konaklama için otelimize yerleşeceğiz. 

Otelimizde alacağımız sabah kahvaltımızın ardından tüm günümüzü Hanoi'yi keşfederek geçireceğiz. Özel aracımızla kısa bir yolcukla şehir kültürünün bin yılını ve Ho Chi Minh Kompleksi'nin evrimini gözler önüne seren sokakları kısa geçip kısa bir yolcukla Ba Dinh Meydanı'na varacağız. Ho Chi Minh Mozolesi, Başkanlık Sarayı ve Ho Chi Minh Konutu’nu ziyaret ettikten sonra kökenleri Hanoi Şehri'nin kuruluşuna kadar uzanan Tek Sütunlu Pagoda'ya giden patikayı takip ediyoruz. Bu bölgeden çıktıktan sonra bir zamanlar Vietnam'ın ilk üniversitesi olan, şimdiyse Konfüçyüs bilginlerine adanmış Edebiydebiyat Tapınağı'nı göreceğiz. Vietnam'daki 54 etnik gruba odaklanmış çeşitli belge, resim ve nesnelerin hem açık hem de kapalı bölümlerinde sergilendiği Vietnam Etnoloji Müzesi'ne gidiyoruz. Yerel bir lokantada öğle yemeğimizi yiyeceğiz. Gezmimiz boyunca Tran Quoc Pagodası, Quan Thanh Tapınağı, Batı Gölü, Long Bien Köprüsü ve Opera Binası gibi pek cazibe merkezini görebileceğiz. Hanoi'nin harika su kuklası gösterisine katıldıktan sonra şehir turumuzu Hoan Kiem Gölü'nden hareketli eski mahalle sokaklarına keyifli bir yürüyüşle tamamlıyoruz. Yerel bir lokantada akşam yemeğimizi alıp konaklama için otelimize geri döneceğiz. 

Otelimizde alacağımız sabah kahvaltımızın ardından karayoluyla Halong şehrine gidiyoruz ve bu ünlü körfezi iki günlük bir yolculukla keşfediyoruz. Kara yolculuğu, güzel kırsal alandan Halong Körfezi'nin taş oluşumlarına geçerek yaklaşık 4 saat arasında sürer. Teknede serinletici içeceklerle karşılanıyor ve tekne ve aktivite programı hakkında bilgi alıyoruz. Teknemiz Halong Körfezi'nde zikzak çizerken heyecan verici bir maceraya başlıyor. Yol boyunca teknede öğle yemeği ile ziyafet çekiyoruz. Bu öğleden sonrayı gözlerinizin ötesindeki muhteşem manzarayı hayranlıkla seyretmek ya da kürekli kayık gezisi, yüzme ve kano bazı aktivitelere gitmek için geçiriyorsunuz. Denizin lezzetinde bir yemek kursuna katılarak mutfak becerimizi geliştirebiliriz. Usta bir şef konuklara bazı geleneksel Vietnam lezzetlerinin nasıl yapıldığını gösterecek. Bu güzel günü görkemli bir akşam yemeği takip ediyor ve yemek salonunda akşam eğlencesinin tadını çıkarıyoruz. Teknede kalamar avı deneyimleme fırsatı bulabileceksiniz. Konaklama teknemizde olacak.

Sabahın ilk ışıkları ile güneşlenme terasında bir Taichi egzersizine katılabilir ve Halong Körfezi üzerinden gün doğumunun harika fotoğraflarını yakalama şansı yakalayabilirsiniz. Tekne de brunch (geç kahvaltı) alırken bir yandan da birçok heybetli adayı geçerek devam eden tekne turu, bize bu güzel koyda yeni bir keşif fırsatı sunuyor. Yükselen kayalıkların altına gizlenmiş çok sayıda güzel mağaradan biri olan Sung Sot'u ziyaret edebilirsiniz. Yaklaşık 100 basamaklı yokuş yukarı yürüyüş yolu biraz zahmetli; Ancak, yakınlardaki tekne iskelesinden uzaktaki kayalık adalara uzanan panoramik manzara, bu zorluğa değer. Sung Sot Mağarasını keşfetmeye başlamadan önce bu muhteşem manzaranın tadını çıkarıyoruz. Öğle yemeğimizi teknede alacağız. Gezimizin ardından Tuan Chau Marina'ya doğru yol alıyoruz. Halong Körfezi'ne varışımızın ardından bizi bekleyen özel aracımızla Hanoi Havalima’nına gideceğiz. Luang Prabang’a kısa bir uçuşun ardından yerel bir lokantada akşam yemeğimizi alıp konaklama için otelimize gideceğiz. 

Otelimizde alacağımız sabah kahvaltımızın ardından 33 tanesi UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde bulunan 58 komşu köyden oluşan Luang Prabang’ı Fransız sömürge binaları, karmaşık Budist tapınakları ve Arnavut kaldırımlı sokakları, ilham verici manzarası ile keşfetmeye başlıyoruz. Bugün dar sokaklarda dolaşıyoruz ve Mekong ve Nam Khan'ın iki nehrine bakan çarpıcı bir tapınak olan ünlü Wat Xieng Thong Tapınağı’nı ziyaret ediyoruz. Bunu, Lao geleneksel ve Fransız mimarisi tarzının bir vitrini olan eski Kraliyet Sarayı ile takip ediyoruz. Bu konak, erken kral döneminden son hükümdara kadar uzanan birçok eser ve hazinenin sergilendiği Ulusal Müze olarak değiştirildi. Yerel bir lokantada öğle yemeğimizi aldıktan sonraki ilk durağımız, Luang Prabang'da Wat Mai Tapınağı ve Güney Çin'den gelen işgalciler tarafından tahrip edilmiş olan Wat Visoun Tapınağı olacak. Bu ziyaretlerin ardından yürüyerek tepesinde ışıltılı bir altın stupa bulunan Phousi Tepesi'ndeki 318 basamaklı zikzak yolu çıkıyoruz. Burası Luang Prabang Şehri’nin silüetini izlemek için en güzel yerdir. Yerel bir lokantada akşam yemeğimizi alıp konaklama için otelimize geri döneceğiz. 

Otelimizde alacağımız sabah kahvaltımızın ardından Pakou Mağaralarına gitmek için Mekong Nehri boyunca giden yerel bir tekneye biniyoruz. Yol üzerinde Ban Xang Hai Köyü'nde mola veriyoruz ve yerel halkın alkolü nasıl damıttığını görüyoruz. Ardından nehir gezisi gizemli Pakou Mağaralarına doğru devam ediyor. Bu mağara, hepsi dindar köylüler tarafından buraya getirilen çeşitli şekil ve boyutlarda binlerce altın cilalı Buda heykeliyle dolu. Ban Phanom'a karayoluyla gitmeden önce Mekong Nehri'nden Ban Pakou'dan geçiyoruz. Bu küçük köy, yüzyıllar boyunca Lao'nun eski kraliyet ailesi için kraliyet ipek tekstilini yapan Tai Lu tepe kabilesine ev sahipliği yapıyor. Yerel bir lokantada öğle yemeğimizi aldıktan sonra Kuang Si Şelalesi'ne doğru yol almaya devam ediyoruz ve yol üzerinde Ban Na Oun'daki Hmong Tepe Kabilesini ziyaret ediyoruz. Kuang Si Şelalesi’nin turkuaz havuzları ve yaprak dökmeyen ormanın güzel ortamında dinleniyoruz. Maceracılar, doğal çevrenin panoramik manzarasını yakalayarak şelalenin üzerindeki ormanı keşfetmek için sarp yolları takip edebilirler. Gezimizin ardından Luang Prabang’a geri dönüyoruz ve Yerel bir lokantada akşam yemeğimizi alıp konaklama için otelimize geri dönüyoruz. 

Sabah çok erken saatte, birçok keşişin şehrin sadık sakinlerden ve ziyaretçilerden adak toplamak için sokaklarda yürüdüğü “Kol Verme” gün doğumu törenine katılacağız. Bu eski gelenek, Budist bir ulus olan Laos'ta çok benzersiz olmaya devam ediyor. Kahvaltı için otelimize dönüyoruz ve Siem Reap, Kamboçya'ya uçmadan önce son dakika alışverişini yapıyoruz. Bugün öğle yemeğimizi kumanya şeklinde alacağız. Siem Reap'e kısa bir uçuşun ardından yerel bir lokantada akşam yemeğimizi alıp konaklama için otelimize yerleşeceğiz. 

Otelimizde alacağımız sabah kahvaltımızın ardından Angkor Tapınakları’na doğru yol alıyoruz. Bu güne, çarpıcı yapılardan oluşan destansı bir koleksiyon olan Angkor Thom ile başlıyoruz. En iyi korunmuş Güney Kapısı, 54 şeytanın ve 54 tanrının dev bir yılanı çektiği bir geçitle karşınıza çıkıyor. Bu sahne, eski zamanlardaki ünlü bir Hindu hikayesine odaklanıyor. Taşa oyulmuş devasa insan yüzleriyle kapı kulesine kozmik ölçekte iki statü aralığından geçiyoruz. Geçit, Kraliyet Sarayı, Phimeanakas Tapınağı ve Kraliyet Terasları da dahil olmak üzere bazı gizemli kalıntıların kaldığı Kraliyet Muhafazasına yakından bakmamızı sağlayacak. Bozulabilir malzemelerden inşa edilen bu yapılar çoktan ortadan kaybolmuştur. Ziyaretimizin doruk noktası, Angkor Thom'un merkezinde inşa edilen Bayon Tapınağı. Onu, bir zamanlar orman örtüsünün yüzyıllar boyunca gizlediği ünlü Ta Prohm Tapınağı ile takip ediyoruz. Bu kule tapınağın taş temelinden koridorlarına kadar kendilerini kucaklayan devasa incir ağaçları ve sürüngenler, ona ayırt edici bir özellik kazandırıyor. Öğle yemeğimizi yerel bir lokantada alıyoruz. Angkor Thom Bölgesi'nden ayrıldıktan sonra, Angkor Wat'ın mimari şaheserine doğru yol alıyoruz. Bu kumtaşı anıtların üzerinde muhteşem gün batımının tadını çıkarmak için Pre Rup Tapınağı'nda bir yürüyüşle günübirlik gezimizi tamamlıyoruz. Yerel bir lokantada Apsara Dansı eşliğinde açık büfe akşam yemeğimizi alıp konaklama için otelimize geri döneceğiz. 

Otelimizde alacağımız sabah kahvaltımızın ardından Güneydoğu Asya'nın en büyük doğal tatlı su kütlelerinden biri olan Tonle Sap Gölü'nü keşfetmek için tekne gezisine çıkıyoruz. Geleneksel tekne, küçük bir nehir boyunca bu büyük göle doğru ilerler ve bize küçük teknede arkadaş canlısı çocukları görme şansı verir, birçok satıcı bir yüzer pazar kurar ve balıkçılar gündüz avını çekerler. Yol boyunca okullardan, dükkânlardan, polis karakoluna kadar her şeyin bulunduğu yüzen bir köyü ziyaret etmek için demir atıyoruz. Gezimizi tamamladıktan sonra yerel bir lokantada öğle yemeği ardından Siem Reap Havalimanına gidiyoruz. Bangkok’a uçuşumuzun ardından yerel saatle 23.45’te Türk Hava Yolları’nın TK 69 sefer sayılı uçuşu ile İstanbul’a hareket ediyoruz.