Erken kalkıp güzel bir kahvaltı yaparak güne başlıyoruz. Kahvaltı sonrası eşyalarımızı toplayıp otelimizden ayrılarak eşyalarımızı taşıyacak kamyona yerleştiriyoruz. Bizlere yerel araçlar olan 15 kişilik minbüslere binerek Çevirme Köyü’ne hareket ediyoruz. Ağrı Dağı manzarası eşliğinde yolumuza devam edip tozlu ve tangur tungur yollardan geçerek 2800 m yüksekliğindeki Çevirme Köyü’nde aracımızdan iniyoruz. Çevirme Köyü’ndeki çocukların meraklı ve şirin bakışları eşliğinde eşyalarımızı kontrol edip katırlara yüklenmesi için teslim ediyoruz. Öncü ve artçı rehber gözetiminde grubun sıra oluşturmasıyla yürüyüşümüze başlıyoruz. Önümüzde heybeti ile duran Ağrı Dağı manzarası eşliğinde 3200 Metre Kampı’na kadar hafif bir eğimde belirli yerlerde mola vererek ve yaklaşık 5 saat süreli bu yürüyüşümüzde bol su bulundurmanızı öneriyoruz. Çadır evlerden oluşan birkaç yayla ve hayvan barınaklarından geçerek 3200 m Kampalanı’na gidiyoruz. Düzenlenmiş alanlarda kamp düzenine uygun olarak çadırlarımızı kurup yerleşiyoruz. Çadır Restoran’ımızda Kamp sorumlumuz ve aşçımız tarafından bizim için hazırlanan atıştırmalıkları çay eşliğinde afiyetle yedikten sonra bir süre dinleniyoruz. Akşam yemeğine kadar serbest zaman sürecinde isteğe bağlı olarak 3500 metreye kadar aklimatizasyon tırmanış yaparak kampın fotoğrafını çekiyoruz. İnişe geçip çorba ile başlayan protein ve karbonhidrat destekli akşam yemeğimizi afiyetle yiyoruz. Çay servisi ile devam eden dağ sohbetleri sonrası çadırlarımıza geçip ertesi gün için sırt çantalarımızı hazırlayıp erkenden yatıyoruz. Geceyi Ağrı Dağı eteklerinde 3200 m Kampı’nda geçiriyoruz. 

Güne biraz daha dinlenmiş olarak başlıyoruz. Erken kalkıp dağ ortamında yapacağımız 8-10 çeşit ürün ile güzel bir kahvaltı sonrası hazırlıklarımızı tamamlayarak 4070/4200 m Kampı için tırmanmaya başlıyoruz. 4200 m’ye belirgin bir patikadan çoğunlukla taş ve kaya olan zeminden yanal bir tırmanışla tırmanarak yükselmeye devam ediyoruz. Yaklaşık 3 saat süreli tırmanma sonrası 4070/4200 Metre Kampı’na çıkıyoruz. Burası çadır kurmak için oldukça kısıtlı bir alana sahip. Genelde taşların temizlenmesi veya düzeltilmesi sonucu açılmış teras alanlara kamp kurulabiliyor. Fazla kalabalık değilse uygun yerler bulup gecikmeden çadırlarımızı kurup yerleşiyoruz. Kumanya olarak yenilecek öğle yemeği sonrası bir süre dinleniyoruz. Burada bünyeye ve insan fizyolojisine bağlı olarak baş ağrısı olabilir. Dinlendikten sonra etrafta neler var neler yok kısa keşifler yapabilir ve burada bulunduğumuz anları ölümsüzleştirebiliriz. Bu yükseklik 3925 Metre yüksekliğindeki Küçük Ağrı/İnönü Zirvesi/Dağının külah kısmının görülmesi nedeniyle manzara ve fotoğraf açısından oldukça iyi bir konumda. Kamp’ın sağ yan tarafında Cehennem Deresindeki volkanik oluşum tabakalarını seyredip fotoğraf çekebilir, gürültüyle düşen taşları hayretle seyredebilirsiniz. Büyüklü daha küçük ve olanakları daha kısıtlı Çadır Restoran’ımızda Kamp sorumlumuz ve aşçımız tarafından bizim için hazırlanan atıştırmalıkları çay eşliğinde afiyetle yedikten sonra isteğe bağlı olarak 200-300 Metre yükselmek için tırmanışımıza başlıyoruz. Bu yükselme aklimatizasyon için bizlere iyi gelecektir. Bir süre dinlendikten sonra inişe geçip aşçımızın bizler için hazırladığı akşam yemeğini afiyetle yiyoruz. Ertesi gün zirve için sırt çantası hazırlıklarımızı tamamladıktan sonra çaylarımızı afiyetle içip zirve için verilen son bilgileri alıp erkenden yatıyoruz. Geceyi 4070/4200 Metre Kampı’nda geçiriyoruz.

Gece saat: 00.00’da kalkıyoruz. Rehberimizin iyi hava için uygunluk vermesi ve kahvaltının hazırlanmasıyla dağ koşullarında güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra öncü ve artçı rehber gözetiminde grubun sıra oluşturmasıyla Zirve tırmanışına başlıyoruz. Zirve yolunun oldukça dik ve hissedilen oksijen azlığı nedeniyle yavaş bir tempoda tırmanarak yükselmeye devam ediyoruz. Havanın açık olması halinde 4800 Metreden itibaren Ağrı Dağı’nın görüntüsü Iğdır Ovası’na düşüp ayaklarınız altında hissedip gölgesini gördüğünüz dağa çıkarken ayrı bir heyecan duyabilirsiniz. 4900 Metre civarında kalıcı buzul örtüsüne girip rehberimizin vereceği direktiflere uyarak, sıcak su molalarıyla kramponlarımızı takıp tek sıra halinde buz külahından geçerek yükselmeye devam ediyoruz. Son etabı çıkarken doruk noktasına ulaşan heyecanla, ülkemizin ve Avrupa’nın en yüksek dağı olan 5137 Metre yüksekliğindeki Büyük Ağrı Dağı’nın zirvesine ulaşıyoruz. Havanın açık olması durumunda Ermenistan, Nahçivan, İran, Urumiye Gölü ve Van Gölü’nü görebilmek mümkün olabilecektir. Havanın rüzgarlı olması durumunda kısa süreli fotoğraf çekimleri sonrası aynı noktadan tek sıra halinde inişe geçip kalıcı buzul örtüsünden çıkıp oldukça kısa süren iniş sonrası 4070/4200 m Kampı’na geliyoruz. Sıcak çorba ve çay ikramı sonrası 1 saat süreli çadırlarımızda dinlenip hep birlikte kampımızı toplayarak inişe geçiyoruz. Aynı patikadan dikkatli bir şekilde inişe geçip yürüyerek 3200 m Kampı’na iniyoruz. Zaman kaybetmeden belirlenen yerlere çadırlarımızı kurup Çadır Restoran’ımızda Kamp sorumlumuz ve aşçımız tarafından bizim için hazırlanan atıştırmalıkları çay eşliğinde afiyetle yedikten sonra bir süre dinleniyoruz. Dinlenme sonrası Ağrı Dağı’na çıkmış ve zirve yapmış olmanın keyfiyle grup üyeleriyle dağ sohbetleri yaparak fotoğraf çekiyoruz. Yapılan etkinlikler sonrası grup üyeleriyle birlikte akşam yemeğimizi afiyetle yiyoruz. Çay servisi ile keyifle yapılan dağ ve zirve sohbetleri sonrası erkenden yatıyoruz. Geceyi 3200 Metre Kampı’na geçiriyoruz.

Havanın aydınlanmasıyla kalkıp güzel bir kahvaltı yaparak güne başlıyoruz. Artık bugün Ağrı’ya veda edeceğiz. Zirve yapmış olmanın keyfi ve dağdan ayrılmanın hüznü ile çadırlarımızı toplayıp katırlara yüklenmesi için teslim ediyoruz. Dağda bizden başka farklı gruplar ve farklı uluslardan gelen dağcılar var. İnişe geçmeden önce bir halay güzel olacaktır. Yöresel ve Kürt müzikleri eşliğinde halay ekibi kendiliğinden oluşuyor. Kucaklaşmalar ile veda seremonisi sonrası yürüyerek inişimize başlayıp geldiğimiz patikadan yaklaşık 4 saat süreli iniş sonrası Çevirme Köyü’ne varıyoruz. Karpuz ikramı sonrası bizi bekleyen transfer aracımıza binip yine tozlu ve tangur tungur yollardan geçerek Doğubeyazıt’a/otelimize gidip odalarımıza yerleşiyoruz. Bir süre dinlendikten sonra isteğe bağlı ve ayrı bir ücret ödeyerek yapacağımız kültür turu kapsamında İshak Paşa Sarayı için aracımıza binip hareket ediyoruz. Doğubeyazıt’ın 5 Km doğusunda, dağın yamacındaki tepe üzerine kurulan İshak Paşa Sarayı, Osmanlı’nın Lale Devri’ndeki son büyük anıt yapısı konumundadır. Yapımı tam 100 yıl süren 18. yy. Osmanlı mimarisinin en belirgin ve seçkin örneklerinden olduğu kadar, sanat tarihi yönünden de değeri oldukça büyük olan bu muhteşem sarayı görüp gezdikten sonra hemen yakınındaki Kürt yazının ve İslami düşünüşünün en önemli ismi olarak kabul edilen, bir aşk romanı olan ve ilk Kürt romanı olma özelliğini de taşıyan " Mem ile Zin/Mem-u Zin "in yazarı olan Ahmed-i Hani'nin Türbesini ziyaret ettikten sonra hareket edip Büyük ve Küçük Ağrı Dağı manzaraları eşliğinde yolumuza devam edip Telçeker-Üzengili Köyleri arasında doğal bir gemi kalıntısı görüntüsünde olan ve Nuh’un Gemisi olduğuna inanılan Gemi’ye benzer oluşumu çok yakından görüp fotoğraf çekiyoruz. Etkinlik sonrası ağırlıklı olarak elektronik ürünlerin satıldığı Büyük Pasaj’a gidip isteğe bağlı olarak alış veriş yapıyoruz. Mola sonrası herkesin uğrak yeri olan Mecburiyet Caddesi’ndeki semaverde çay yapan yerlerin birine oturarak çay içip zaman geçiriyoruz. Belirlenen bir restoranda akşam yemeğimizi afiyetle yiyerek çay servisi eşliğinde dağ sohbetlerine devam ediyoruz. Yapılan sohbet ve etkinlikler sonrası otelimize gidiyoruz. Geceyi Doğubeyazıt’ta geçiriyoruz.

Sabah erken kalkıp dağın ve gezinin tüm yorgunluğunu üstümüzden atmış olmanın rahatlığı ile güzel bir kahvaltı yaparak güne başlıyoruz. Kahvaltı sonrası eşyalarımızı düzenleyip dönüş için hazırlıklarımızı tamamladıktan sonra toplamda 170 Km yol için hareket edip Doğubeyazıt’a ve Ağrı Dağı’na veda edip Dağı ardımıza alarak yolumuza devam edip 2644 metre yükseklikteki Tendürek Geçiti’nden geçerek sönmüş volkan kalıntılarının fotoğraflarını çektikten sonra yolumuza devam ediyoruz. Osmanlılar’la, Safavi Devleti arasında 23 Ağustos 1514 Çarşamba günü Çaldıran Savaşının yapıldığı varsayılan Çaldıran Ovasını ve Çaldıran’ı geçip yolumuza devam ederek Muradiye İlçesi yakınlarında yer alan Muradiye Şelalesi’ne gidiyoruz. Adını Bağdat seferine çıkan Osmanlı Padişahı IV. Murat’tan alan ve Bendi Mahi Çayının kuvvetli akış gücünden dolayı görkemli bir manzara sunan Muradiye Şelalesi’ni görüp fotoğraf çektikten sonra hareket edip Van’a gidiyoruz. Zamanımıza bağlı olarak ve açık olması halinde yeni hizmete açılan ağırlıklı olarak Urartu eserlerinin sergilendiği Kale yakınındaki Van Arkeoloji Müzesini görüp gezdikten sonra hareket edip Ferit Melen Havaalanı İçhatlar Gidiş Terminali’ne gidiyoruz. Bilet, check-in ve bagaj teslimi sonrası saat: 19.05’te Anadolujet’in TK 7087 sefer sayılı uçuşu ile Ankara için havalanıp 1.40 dakika süreli uçuş sonrası saat: 20.45’te Esenboğa Havaalanı’na iniyoruz. Bagaj alımı sonrası bir başka Kafka Tur etkinliğinde buluşabilmek dileğiyle arkadaşlarımızla vedalaşıp ayılıyoruz.