Sabahın serinletici esintileri ile beraber yapacağımız kahvaltının ve belki de ufak bir yüzme molasının ardından Kekova Adası’na doğru yola çıkıyoruz. Kıyıya yaklaştıkça ve hızımızı düşürdükçe batık şehrin kalıntıları bir bir kendini gösterecek! Likya dilinde Dolichiste olarak geçen kentin bir kısmı MS 2. Yüzyılda gerçekleşen depremlerin ardından sular altında kalır. Evlere, duvarlara, kapılara, merdivenlere ve su kanallarına bakarken kentin tüm hikayesini kaptanınızdan dinleyebilirsiniz. Çekilen fotoğrafların ardından, serinlemek ve yüzme molası vermek için Tersane koyuna gidiyoruz. Önceleri gemi yapımcılığı ile bilinen koyun sahilinde Bizans dönemine ait bir kilisenin kalıntıları bulunuyor. Bir sonraki durağımız ise Kaleköy. Ana karada yer almasına rağmen sadece yürüyerek veya tekne ile ulaşılan bu köy iç içe yer aldığı Simena kentinin tarihi yapıları ve günümüzdeki evleri ile beraber koruma altında bulunuyor. Dileyenler 360 derecelik manzaraya sahip kaleye yürüyebilir, tarihi kalıntılarla dolu köyün sokaklarında gezebilir, kafelerinde oturabilir veya hediyelik eşya dükkanlarına bakabilirler. Siz etrafı gezip, manzaranın keyfini çıkarırken ekibimiz sizler için leziz bir öğlen yemeği hazırlıyor olacaklar. Yemeğimizin ardından günün son noktası için Kekova adasının arka tarafında yer alan korunaklı Karaloz koyuna hareket ediyoruz.   

Koyun turkuaz sularının davetiyle güne ufak bir yüzme ile başlayabilirsiniz. Kahvaltının ardından biraz karada vakit geçirmek üzere ufak bir köy olan Üçağız’a gidiyoruz. Köyün tarih dolu dar sokaklarında dolaşırken etrafta göreceğiniz kalıntıların sayısı sizi şaşırtmasın. Teknede alacağımız öğlen yemeğinin sonrasında günün son noktası olan Kocakarı koyuna doğru seyir alıyoruz. İsmine aldanmayın; burası turkuaz renkleriyle inanılmaz güzel bir koy. Yüzme molasının ardından sizi yeni bir macera bekliyor olacak. Dileyenler kaptanın rehberliğinde Likya Yolu’nu takip ederek Aperlai koyuna yürüyebilirler. Biraz tarih, biraz kültür ve bolca egzersizin ardından sürat teknesi ile geri koya döneceğiz. Hareketli ve bir o kadar da keyifli bir günün ardından akşam yemeğinizi yerken gün batımının keyfini çıkaracağız. 

Bir başka güzel sabahın ve leziz kahvaltının ardından yine yola çıkıyoruz. Bu seferki hedefimiz akvaryum Koyu. Tekneden suyun altına baktığınızda metrelerce aşağısının bile net bir şekilde görüldüğünü görünce koyun neden bu isimle anıldığını anlayacaksınız. Hemen sonraki durağımız Yağlıca koyu. Dünün yorgunluğunu atmak isterseniz bu sessiz koy harika bir yer; eğer hareket etmek hoşunuza gittiyse SUP’larımız sizin için bekliyor olacak. Sırada 12 adalar yer alıyor. Teknemizdeki şnorkelleri ve paletleri takarak suya inme zamanı; popüler bir dalış noktası olan koyda bir tekne batığı ve bir de su altı kanyonu bulunuyor! Hemen dibimizdeki Meis adasının manzaraları eşliğinde Limanağzı koyuna doğru hareket ediyoruz. Mavinin her rengini görebileceğiniz bu enfes koy aynı zamanda bir deniz kaplumbağası olan Caretta carettaların önemli yaşam alanlarından biri. Bu sevimli canlının suyun altındaki süzülüşünü izlemek için maskelerinizi takmayı unutmayın! Kaş’a dönüşümüzle dolu dolu geçirmiş olduğumuz bu unutulmaz turu sonlandırmış bulunuyoruz.