Sabahın ilk ışıklarıyla Uzungöl’de oluyoruz ve kahvaltımızı yapıyoruz. Güne Uzungöl’ün doğa harikası manzarası ile başlayarak temiz havasını içimize çekiyoruz ve aldığımız derin nefeslerle rahatlıyoruz. Uzungöl’ün eşsiz güzelliği bizi mest ediyor ve eski yerleşimin doğayla birleştiği manzaraya bakarak defalarca kez tekrardan büyülenmek için fotoğraflarımızı çekip anı ölümsüzleştiriyoruz. Ölümsüzleşen anımıza bir yenisini daha eklemek üzere Demirkapı Yaylası’na gidiyoruz. Tepeye çıkıp Soğanlı Dağlarını arkamızda bırakarak tarihi bir Karadeniz evine gidiyoruz. Kuzineden pişen patateslerimizi yiyip sobada demlenen çayımızın keyfine vardıktan sonra buradaki anılarımızı da ölümsüzleştirmek adına verilen zamanımızda fotoğraflarımızı çekiyoruz.(Demirkapı Yaylası turu hediyedir.) Uzungöl’e geri geldikten sonra seyit tepesinden manzaranın nefes kesiciliği ile tekrardan büyüleniyoruz. Alışveriş yapabilmeniz için kısa bir süre vaktimizin sonrasında yolda restoranda öğle yemeğimizi yiyip (ekstra) arzu eden konuklarımız Fırtına Deresi’nde Zipline yapabilir, profesyonel eğitmenlerle rafting yapabileceklerdir(Kişi başı 70TL). Arzu eden konuklarımızla Huser Yaylası’na gidip kendinizi kuş gibi yüksekte hissederek eşsiz bir deneyim yaşayabilirsiniz. Ulaşım minibüslerle olacaktır. Bulutların gerçekten altınızda kalacağı bu deneyimde 4000metre altındaki her bölgeyi görebileceksiniz. Karadeniz ayaklarınızın altında kalırken anılarınızı ölümsüzleştirmek adına fotoğraf çekmeyi ve doğanın güzelliğinin keyfine varmayı ihmal etmeyin(Kişi başı 60TL). Bunları deneyimlemek istemeyen konuklarımız da Ayder Yaylası’nda serbest zaman ile keyifli vakit geçirebilirler. Ardından konaklayacağımız otelimiz olan Yayla otelinde akşam yemeği yiyoruz, tulum ve horon eşliğinde eğlendikten sonra dinlenmeye çekiliyoruz. 

Otelimizde kahvaltımızı yapıp arzu eden konuklarımızla Zilkale Palovit Şelaleleri turuyla güne başlıyoruz( 35TL). Ayder’den yola çıkarak minibüslerimizle Çamlıhemşin’e gidiyoruz. Fırtına Vadisi boyunca eşsiz benzersiz bir doğa yolculuğu ile tarihi köprü kalıntılarını görüyoruz ve şu an aralarında hala günümüze kadar en iyi şekilde gelebilmiş olan Çinçiva Köprüsü‘nü inceleyip fotoğrafını çekiyoruz ve Şenyuva’ya doğru devam ediyoruz. Otantik köyde verdiğimiz molanın ardından Zikale’ye gidiyoruz. Anılarımızı ölümsüzleştirip fotoğraflar çekildikten sonra kısa bir yürüyüşün de ardından Palovit Şelalelerine gidiyoruz. Temiz havanı güzelliğini derin nefeslerle içimize çektikten sonra Trabzon’a dönüşe geçiyoruz ve yol üzerinde yer alan Rize Bezleri Atölyesi’ne gidiyoruz. Sonrasında çay fabrikasına gidiyoruz ve çayın yaşam döngüsüne tanıklık ediyoruz. Alışverişimizi yaptıktan sonra yörenin olmazsa olmazlarından Sümela Manastırı’na gidiyoruz. Manastırda gezimizi yaptıktan sonra akşam yemeğimiz için Akçaabat’a gidiyoruz ve o meşhur Akçaabat köftesinin tadına varıyoruz(ekstra). Dönüş yoluna geçiyoruz. Giresun-Ordu-Ünye yolunu kullanarak Samsun’a varmış oluyoruz ve turumuzun başında sizlerle buluştuğumuz noktada sizinle ilerideki turlarımızda görüşmek üzere ayrılıyoruz. Diliyoruz ki gezmeye karşı olan ilgi ve merakınızı hiç yitirmeyin.