Gaziantep’e varışımızla beraber sabahleyin günün en önemli öğünü olan kahvaltımızı yapıyoruz ve turumuza Gaziantep Mozaik Müzesi ziyaretimizle eşsiz bir başlangıç yapıyoruz. Zeugma’da bulunan mozaiklerin görkemi ve asaleti karşısında büyüleneceğinizi şimdiden sizlere söyleyebiliriz. Ardından Kaledibi Mahallesi’ne gidiyoruz ve Antep Kalesi’ni görüyoruz sonrasında biliyoruz ki elektronikçiler, sakatatçılar ve bakırcılar çarşılarında elbet vakit geçirmek isteyeceksiniz, bu yüzden meşhur olan Antep Çarşısında rahatça alışveriş yapabilmeniz için size özel zaman veriyoruz. Alışverişimizi tamamladıktan sonra Halfeti’ye gidiyoruz. İskeledeki teknemize binerek Fırat Nehri’nden geçiyoruz ve Yuhanna’nın İncil’ini çoğaltmış olduğu Rum Kale’ye gidiyoruz. Teknemizden inmeden kilise ve manastırları görüp Birecik Barajı’nın oradaki sular altındaki köylerimize yaklaşıp inceledikten sonra dönüyoruz. Ardından Halfeti’de doğa harikalarının tadını çıkararak yorgunluğumuzu atıyoruz ve Şanlıurfa’ya doğru yola çıkıyoruz. Şanlıurfa’da konaklayacağımız otelimize varıyoruz. Akşam yemeği sonrası biraz dinlendikten sonra arzu eden misafirlerimizle yörenin Meşhur Sıra gecesine gidiyoruz. Sıra gecesi dönüşü otelimizde konaklıyoruz.

Kahvaltımızı yapıp Urfa turumuza çıkıyoruz. Gezimize dünyada var olduğu bilinen ilk tapınağın yer aldığı, dünyanın kazı çalışmalarını merakla takip ettiği Göbeklitepe ile başlıyoruz. Başrollerini Beren Saat’in ve Mehmet Günsür’ün paylaştığı Atiye dizisinden Göbeklitepe’ye aşina olan misafirlerimize görecekleri bazı yerler elbet tanıdık gelecektir ama Göbeklitepe öyle eşsiz bir yerdir ki okuduklarınızın, televizyonda gördüklerinizin çok daha ötesinde her bakışta yeni keşiflere yol açan huzur dolu bir tarihi bölgedir. Göbeklitepe ile ilgili detaylıca bilgi sahibi olduktan sonra Harran’a gidiyoruz. Harran’da Astroloji Kulesi, medrese, camii, Harran Kalesi’ni ve Anadolu’da kurulan ilk İslam üniversitesinin kalıntılarını inceliyoruz. Ardından tüm dünyada sadece 3 yerde var olan koni şeklindeki Harran Evleri’ni ziyaret ediyoruz. Burada yörenin gelenekleri hakkında bilgi edinip ve yöresel kıyafetleri deniyoruz, anılarımızı ölümsüzleştirmek için fotoğraflar çekilip Balıklı Göl’e gidiyoruz. Halül-ül Rahman Camii’ni ve Hz. İbrahim’in ateşe atıldıktan sonra düştüğü düşünülen yeri görüp kutsal oldukları düşünülen balıkları inceledikten sonra Ayn-i Zeliha Gölü kenarında çaylarımızı yudumlarken mistik ortamın büyüsüne kapılıp gidiyoruz. Ardından Mevlidi Halil Camii’ni görüp Hz. İbrahim’in doğduğu mağarayı görüyoruz. Mardin’e gidip konaklayacağımız otelimizde akşam yemeği yiyoruz ve dinlenmeye çekiliyoruz. 

Kahvaltımızı yapıp Mardin turumuza çıkıyoruz. Mardin’de ruhunuzun derinliklerine kadar işleyecek eşi benzeri olmayan güzelliklerle karşılaşmaya şimdiden hazır olun. Daracık sokaklarında ve “abbara” denilen ev altı geçit sokaklarında her an sürprizlerle karşılaşmaya da hazır olun. Günümüze Deyrülzafaran Manastırı’na ziyaretimizle başlıyoruz. Bu manastırda binlerce yıllık bir tarih bulunmakta. 1000 yıldan uzun bir süre boyunca Dünya Süryani Kadim Cemaatine patriklik makamı olarak işlev sağlayan bu manastırda aynı zamanda 4000 yıllık Güneş Tapınağı da bulunmakta. Manastırı gezdikten sonra Ulu Cami’yi, Kırklar Kilisesi’ni, Kasımiye Medresesi’ni, şimdilerin PTT binası ama eskiden Süryani konağı olan binayı da gördükten sonra Midyat’a gidiyoruz. Midyat sokaklarına yabancılık çekmediğinizi hissedebilirsiniz, zira bu sokaklar ve göreceğimiz Konukevi birçok dizi, film ve belgeselde yer almıştır. Ardından Telkari Gümüşçüler Çarşısını görüp geziyoruz. Sonrasında Mardin’in doğa harikası olarak da adlandırılan Beyazsu’yu görmeye gidiyoruz. Keyifle geçen bir süre zarfından sonra su verilen Hasankeyf’e panoramik bir şekilde bakıp anılarımızı ölümsüzleştirmek adına fotoğraflar çekiyoruz. Diyarbakır’a gidip konaklayacağımız otelimizde akşam yemeği yiyoruz ve dinlenmeye çekiliyoruz. 

Kahvaltımızı yapıp Diyarbakır turumuza çıkıyoruz. Günümüze Anadolu tarihinin en eskilerinde Ulu Cami’ye ve külliyesine olan ziyaretimiz ile başlıyoruz. Şeyh Mutahhar Camisi’ne bağlı olan Dört Ayaklı Minare’yi görüp gezdikten sonra 7000 yıllık tarihi ve uzunluğu ile Çin Seddi’nden sonraki sırada yerini koruyan Diyarbakır’ın olmazsa olmazlarından Keçi Burcu’nu görüp 2015 yılından itibaren UNESCO Dünya Miras Listesinde yer alan, onlarca medeniyete ev sahipliği yapmış tarihi ve eşsiz bahçe kültürü ile bizi renklerin büyüsüne sürükleyecek olan Hevsel Bahçelerine panoramik bir şekilde bakıyoruz. Ardından 11.yüzyıla ait mimarisi ile bizi büyüleyecek olan ve Dicle Nehri üzerinde yer alan On Gözlü Köprüyü görüp geziyoruz. Sonrasında Adıyaman Nemrut’a gidiyoruz ve sizin için özel olarak ayarlanmış minibüslerimizle sırası ile Kahta Cendere Köprüsünü, Komogen Krallığına başkentlik yapmış Arsameia’yı ve Türkiye’de bulunan en önemli petrol bölgesi olan ve krallığın aile mezarlığı olan Karakuş Tümülüsü’nü görüyoruz ve gün batımının mükemmel renk dizilişine tanıklık etmek için Nemrut’a tırmanıp güneşi batırdıktan sonra otobüslerimizin olduğu yere gelip beraber Samsun’a dönüş için yola çıkıyoruz.