Sabah erkenden kahvaltımızın ardından Ulupınar köyüne Likya yolunun başlangıç noktasına aracımız bizi bırakıyor. Chimera (Yanar taş) ve Çıralıya doğru yürüyüşümüze geçiyoruz.

Sonsuz yanan Chimera ağzından ateş saçan yarı keçi, yarı aslant, yarı yılan olan mitolojik bir canavarın ardından isimlendirilmiştir. Olimpos Milli Parkında bulunan yanartaşı geçtikten sonra Çıralı sahile ulaşıyoruz. Toplam 8.5km lik yolu tamamladıktan sonra isteyen bu kadar yeter deyip sahilde kalablir isteyen sahil boyu bir gün once ulaştığımız Akdere deki Olimpos Antik kentine kadar bir 5km daha yürüyebilir. Öğleden sonra dinlenip sahilin tadını çıkarıyoruz.

Toplamda 13km yürüyüş ve başlangıçta 200m tırmanış eğimi ve 450m iniş eğimi var.

Bugün günümüz Likya turunun sembolik noktalarından Gelidonya fenerine yürüyeceğiz. Adrasandan aracımızla ayrılıp Korsan koyuna geliyoruz. Korsan koyundan Gelidonya fenerine daire çizerek gidip geri aynı noktaya döneceğiz. Ardından günümüzü tarihi yerlerle tamamlayacağız. Myra antic kenti çok iyi korunmuş tiyatrosu, Likya dönemi kaya mezarları ve akropolisi ile görülmeye değer bir antik kent. Aziz Nikolas öksüzlerin yetimlerin babası olarak bilindiği için Hristiyan alemi tarafından da Noel Baba denilmiştir. Kendisi MS 290 da Patara da doğmuş ve İmparator Konstantin 313 te Hristiyanlığı resmi din olarak Kabul ettiğini açıklayana kadar ilk Hristiyanlara yardım etmiş onları desteklemiştir. Gün batımını Andriake limanında yüzme molası ile yaptıktan sonra otelimize geçiyoruz.

Gün sonunda Kekova Üçağız da Konaklama

Toplam yürüyüş yaklaşık 12km olup 5 saat kadar sürecek.

Sabah kahvaltımızın ardından güne erken başlıyoruz. Aracımızla Kılıçlı köyüne gelip Aperlai antik kentine yürüyoruz. Tabii ki Aperlai antik kentini görüp bilgilendikten sonra! Aperlai antik kentinin büyük kısmı halen daha gün yüzüne çıkarılmamış durumdadır. Fakat Bazilika, ev kalıntıları, şehir surları, çömlek parçaları, bazı Roma ve Likya dönemi Kaya mezarları görülebilir. Biraz orada vakit geçirdikten sonra Üçağız merkeze doğru yürüyüşümüze devam ediyoruz. Üçağız merkezden bizi bekleyen teknemizle Kekova adası, Tersane koyu, Kaleköyü gezip akşam yemeğimizi gün batımında teknede aldıktan sonra Otelimize dönüyoruz.

Denizden 40m yükseklikteki bir kayalıkta olan Kaleköy (Simena)bir okadar da önemli tarihi bir kenttir. Çoğu kısmı denizen altında olan antik kentin Likya dönemi nekropolisi gerçekten görülmeye değer bir yer. Antik kalıntıların arasında yüzmek tarihin içinde olmak ayrı bir haz olmalı. Kaleköyün kuzey kısmında bir kısmı su altında olan mosaic parçaları görülebilir. Bu parçaları MS 2. Yüzyılda depremle yerle bir olan Dolchiste antic kentine ait olduğu düşünülür.

Bu bölgede Kekova adası, Üçağız (Theimussa antik şehri), Kaleköy(Simena) gerçekten cennet diye anılmalı. Tersane koyu ile beraber Kekova adası Kaleköy ün karşısında ve sadece tekneyle ulaşılabilen batık bir antik şehirden ibarettir. 1990 da Orman bakanlığı ve Çevre Bakanlığı tarafından korunmuş bölge ilan edilmiş ve atık şehirde yüzmek yasaklanmıştır. Bir Bizans kilisesi kalıntıları Tersane koyundan görülebilir ve ziyaret edilebilir. Bu bölgeye teknemizle giderken yolda tarihin en eski teknesine sahip Liman ağzında ve güzel koylarda mola verilebilir.

Toplam yürüyüş 13km olup yaklaşık 6 saat kadar sürer.

KONAKLAMA KAŞ

Patara bölgesi UNESCO Dünya Mirası listesinde olan Xantos vadisindeki denizle ulaşılabilecek tek yerdi. Ayrıca Aziz Nikolas’ın doğum yeridir. Tarihin en eski parlemento binası ve feneri buradadır. Fener Roma İmparatoru Neron tarafından MS 64 de yapılmıştır.

Bugün kahvaltımızın ardından erkenden Delikkemer su kemerlerinde bizi aracımız bırakacak. Delikkemer Patara ya su getiren su kemerleri olup, çok ilginç su pompalama sistemi olan bir sisteme sahiptir. Yürüyüşümüzün sonunda Patara antic kentine ulaşıyoruz. Antik kentin önemli noktalarını gezdikten sonra Plajda yüzme ve öğle yemeği molası ve ardından Xantos antic kentini gezip Faralya ya otelimize gidiyoruz.

Günümüze yine çok erken başlıyoruz. Kahvaltımızın ardından ARACIMIZ BİZİ Alinca köyüne bırakacak. Yukarıdan aşağı yürümek daha kolay ve zevkli olacağını düşündüğümüzden Alınca dan Kabak koyu ve ardından Faralya ya yürüyeceğiz. Bakir yamaçlardan yürürken Ölüdeniz’e adım adım yaklaştığımızı görebiliriz. Antik Roma yolundan aşağı doğru yürürken Kabak koyunun muhteşem manzarası bize eşlik ediyor. Kabak koyundanda Faralya ya yürüyüp otelimizde dinlenmeye geçiyoruz. (Bu noktaya kadar toplam yürüyüş 700m eğimli iniş içeren toplam 11km yürüyüş.

KONAKLAMA ÖLÜDENİZ

Bugün günümüze çok erken başlıyoruz. Uzun yolumuz var ama manzara unutulmayacak kadar güzel. Likya yolu yüryüşümüzün son noktası Ovacık girişine bugün ulaşacağız. Babadağın sırtlarından Ovacığa doğru 2000m yükseklikten Ölüdenizi önümüze alarak yolumuza devam ediyoruz. Ovacık Faralya arasındaki toplam 15km mesafede olan antik Roma yolundan yürüyeceğiz. Yürüşümüz Ölüdenizin ünlü manzarası, Babadağ ve Aziz Nikolas adası manzarası eşliğinde olacak. Bugünkü öğle yemeğimiz sadece yanımızda getirdiğimiz sandviçler olacak. Bu yol üzerinde pek fazla kaynak suları olmadığından yanımıza yeterli su alınması tavsiyedir. Otelimize ulaşıp akşam yemeğine kadar dinleniyoruz.

Toplam yürüyüş 15km yaklaşık 6 saat surer.

KONAKLAMA ÖLÜDENİZ

Bütün turumuzu tamamlamanın keyfiyle Ölüdeniz de dinlenip isteyen plajda denizen tadını çıkarır isteyen Yamaç Paraşütünü dener isteyen Tekne turunua katılır. Akşama doğru toparlanıp Dalaman Havalimanından İstanbul’a dönüyoruz.